Güzellik sektörünün geleceği vegan ve zulüm içermeyen anlayışa doğru gitmektedir. Birbiri ile eşanlamlı görünseler de aslında bu iki kavram arasındaki çizgi çok incedir ve çoğu zaman biraz bulanıktır. Bu iki kavram için de Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylanmış bir tanım yoktur. Böyle olunca bu kavramlar duruma göre farklı algılanmaktadır.

İhtiyatlı bir yaklaşım ile genel olarak bu iki kavram şu şekilde tanımlanmaktadır:

• Vegan ifadesi, ürünlerin hiçbir hayvansal ürün veya hayvansal yan ürün içermediği anlamına gelmektedir. Bal, balmumu, jelatin, yoğurt gibi iyi bilinen bileşenler ve lanolin (yün yağı), skualen (köpekbalığı karaciğeri yağı), karmin (ezilmiş böcekler), amber (balina kusmuğu) ve plasenta gibi daha az belirgin olan diğer hayvansal yan ürünler, veganlar tarafından kesinlikle tüketilmemektedir.
• Buna karşılık zulümsüz ya da zulüm içermeye ifadesi, ürünlerin ve üründe kullanılan bileşenlerin, hiçbir aşamada hayvanlar üzerinde test edilmediği anlamına gelmektedir.

Görüldüğü gibi vegan ve zulüm içermeyen tanımları, genel yaklaşım itibariyle aynı çizgide değildir, ancak özünde her birinin arkasındaki ilke aynıdır: hayvan haklarına saygı. Bu iki kavram da hayvan haklarının korunmasını temsil etmektedir ve hayvan haklarını savunmaktadır.

Ancak ortada etik bir boşluk söz konusudur. Çünkü zulüm içermeyen ürünler, hayvanlar üzerinde test edilmemiş olsa da, bir hayvanın ölümünü gerektiren hayvansal içerik veya yan ürünler içerebilir. Bu durumda kaçınılmaz olarak şu soru sorulabilir: bu ürünler gerçekten zulüm içermiyor mu? Buna karşılık vegan ürünler, herhangi bir hayvansal içerik içermemesine rağmen, yine de hayvanlar üzerinde test edilebilir. Bu ise veganlık ruhuna aykırı olmuyor mu?

Bu nedenle örneğin, bir nemlendirici ürün, hayvanlar üzerinde test edilmemiş olabilir, ancak içeriğinde örneğin balmumu varsa bu nedenle vegan değildir. Öte yandan, hayvansal içerik veya yan ürünler içermeyen bir vegan şampuan veya vegan güneş kremi, ürün geliştirilirken hayvanlar üzerinde test edilmiş olabilir ve bu nedenle zulümsüz değildir.

İşte bu noktada free cruelty sertifikası ya da zulüm içermeyen sertifikalar dikkat çekmektedir. Bu alanda dünyada üç büyük ve güvenilir, zulüm içermeyen sertifikasyon kuruluşu bulunmaktadır: Leaping Bunny, PETA ve Choose Cruelty Free. Bunlar arasında bir de ülkemizden kuruluşumuz bu hizmetleri vermektedir.

Bazı firmalar her ne kadar zulüm içermeyen, bitmiş ürünün hayvanlar üzerinde test edilmediğini açıklasa da, yine de ürün geliştirme sürecinde bileşenlerin bir kısmı hayvanlar üzerinde test edilmiş olmaktadır.

Diğer taraftan zulüm içermeyen olduklarını iddia eden bazı firmalar, ürünü hayvanlar üzerinde kişisel olarak test etmemiş olabilir, ancak bunu üçüncü bir tarafa yaptırmış da olabilir. Bunun en bilinen örneği, Çin’de kozmetik ve vücut bakım ürünleri üreten batı ülkelerindeki firmalardır.

Kuruluşumuz, herkesin günlük olarak kullandığı ürünler için hayvanlar üzerinde yapılan testlere son verme taahhüdünü gösteren firmalara yardımcı olmaktadır. Bugün uluslararası alanda çok sayıda firma kuruluşumuz tarafından düzenlenen free cruelty sertifikası kullanmaktadır. Bu şekilde tüketicilerin acımasızca alışveriş yapmayı seçme özgürlüklerine destek olunmaktadır.

Free cruelty sertifika programı, zulüm içermeyen kozmetikler, kişisel bakım ve ev ürünleri için küresel standartlar içermektedir. Bu program çerçevesinde yapılan testlerde, bileşen üreticisi seviyesine kadar tedarik zinciri kontrol edilmektedir.

Bu program aynı zamanda hayvan testlerinin küresel olarak sona ermesine yardımcı olmaktadır. Kuruluşumuz, sayısız test, ölçüm, analiz ve değerlendirme çalışmaları arasında, eğitimli ve uzman bir kadro ve gelişmiş teknolojik donanımı ile, ulusal ve uluslararası standartlar çerçevesinde, talep eden işletmelere free cruelty sertifikası hizmetleri vermektedir.